Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, pamuk üretiminde yaşanan sorunlar ve mevcut beklentiler hakkında yazılı bir basın açıklamasında bulundu.

“Konuyla ilgilenen herkesin kolaylıkla görebileceği gibi pamuk, tekstilin ham maddesi olması sebebiyle, adeta bir çarpan etkisiyle farklı sektörleri birbirine bağlayan, hem tarımda hem sanayide istihdam yaratılmasını sağlayan, önemli katma değer taşıyan bir ürün. Tarihsel olarak iki merkezde, Çukurova ve Ege’de yoğunlaşan pamuk üretimi, Hatay için de önemli bir geçim kaynağı teşkil ediyor. Çiftçilerimiz geçtiğimiz yıl 175 bin ton kütlü pamuk, 105 bin ton pamuk çekirdeği üretti. Tarım ve Orman Bakanlığına göre 2024/2025 döneminde, ulusal pamuk üretimimiz, kütlü pamuk cinsinden, 2 milyon 200 bin ton olarak gerçekleşmiş; Hatay’ın bu üretim içindeki payı geçtiğimiz yıl yüzde 8,8 iken bu yıl yüzde 7,8’e düşmüştür ancak bu düzeyde bile pamuk üretilen 22 il arasında dördüncü sırada yer almıştır.

Öte yandan tarımda neredeyse kronikleşen bunalım, sanayideki sorunlarla birleşerek sonunda pamuk üreticilerini de etkiledi. Bu sorunların başında, iş gücünün niteliğindeki değişimler başta olmak üzere, çeşitli nedenlerden dolayı üretim yapılan alanların ve üretimin azalması gelir. Hatay örneğinde bu azalmayı, 2004 ve 2024 arasında, pamuk ekilen alanların büyüklüğünün 632 bin dekardan 342 bin dekara; bu sırada kütlü pamuk üretiminin de 268 bin tondan 175 bin tona düşmesinde görüyoruz. Şehrimiz 20 yıl içinde pamuk ekilen arazilerinin 45’ini, ürettiği pamuğun da yüzde 36’sını yitirmiştir. Türkiye genelindeki ekili alanlar, aynı dönem içinde, 6 milyon dekardan 4,7 milyon dekara düşmüştür, buradaki düşüş oranı da yüzde 21’dir; üretimin ise ancak verimlilik artışıyla ayakta tutulduğu anlaşılıyor.

Pamuktaki ekili alan kaybı, yalnızca demografik bir dönüşümden değil; iktidarın tarım politikasının hatalarından da kaynaklanıyor. Tek bir dönemde, 2023/2024 sezonunda, ekim alanlarının yüzde 17 azalmış olmasını ancak bu şekilde açıklayabiliriz.

Bu noktada pamuk ithalatı ve ihracatına ilişkin verilere bir not düşmek gerekiyor. TÜİK, pamuk ithalatı başlığı adı altında pamuğun tohumunun ithalatını listeliyor ve bu veri üzerinden pamukta bitkisel ürün dengesini, yani iç üretimin iç tüketimi karşılama oranını yüzde 97 olarak hesaplıyor.

Ancak pamuk üretimi, yine TÜİK tarafından kütlü yani çırçırlanmamış pamuk ile çırçırlanmış, lifli pamuk ve pamuk çekirdeği olarak üç ayrı başlıkta tasnif ediliyor. Bu açıdan bakıldığında, örneğin 2023 yılının 2 milyon 100 bin tonluk kütlü pamuk üretiminin bir alt başlığı olarak 777 bin ton lifli pamuk üretildiği görülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığının pamuk raporuna göre bu üretim iç tüketimi karşılamaya yetmediği için 777 bin ton, üretimimizle aynı miktarda lifli pamuk ithal edilmiş.

Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası yıllık pamuk tüketimimizin 1,5 milyon ton olduğunu; Ticaret Bakanlığı da 1990’lı yıllardan beri net pamuk ithalatçısı konumunda olduğumuzu belirtiyor. Pamuk, gerçekten de pamuk ipliğine bağlı durumda.”

YILDIRIM KARA: PAMUK İÇİN YÜZÜNÜZÜ HATAY’A DÖNÜN

“Bu yıl etkisini her zamankinden daha şiddetli biçimde gösteren, tarımda büyük ürün kayıplarına yol açan kuraklığın da etkisiyle, pamuk üretimindeki dışa bağlılığı ve azalmayı tartışmamız gerekiyor. Pamuk üretimindeki verimlilik artışı ulusal tüketimdeki artışın gerisinde kalırken, pamuk üreticisi hem ithal pamuğun yol açtığı rekabete hem de girdi maliyetlerinin artmasına göğüs germek zorunda kalıyor. Bu durumda, her şeyden önce, yoğun biçimde suya ihtiyaç duyan pamuk için, sulama altyapısının geliştirilmesi ve su kaynaklarının korunması için daha fazla planlama ve yatırım gerektiği açıktır.

Bunun yanı sıra, hemen her tarım ürünü söz konusu olduğunda alınması gereken bir önlem olarak, girdi maliyetlerinin düşürülmesi pamuk için de elzemdir. 2024 yılında belirlenen dekar başına 410 liralık mazot desteği, 62 liralık gübre desteği; kilogram başına verilen 1 lira 60 kuruşluk fark desteği, öyle görünüyor ki üretimi belirli bir seviyede tutmuş ancak yetersiz kalmıştır.

Hatay özelinde, üretim ve ekim alanındaki kayıpların telafi edilmesi ya da tersine çevrilmesi; bunun için de özellikle tekstil sanayisinin pamukta ithalatı tercih etmesi değil, Hatay başta olmak üzere var olan yerli pamuk üreticilerine yüzünü dönmesi gerekiyor. İç talebin Hatay’daki pamuk üreticilerini daha fazla üretim yapmaya teşvik edeceği; bu sayede hem dış ticaret açığında bir iyileşmeyi hem de şehrimizin deprem sonrasında kalkınması için ihtiyaç duyduğu kaynakları sağlayacağı açıktır”