Kuzey Marmara Otoyolu’nun Nakkaş-Başakşehir kesimi otoyol henüz açılmadan, günlük araç geçiş garantisi 90 binden 150 bine çıkarıldı ve sözleşme süresi 3 yıldan fazla uzatıldı.

İddiaya göre Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu bu artırımı Genel Müdür olduğu dönemde de önerdi, ancak o dönem kabul edilmedi.

Şirketin kasasına 1 Milyar 600 Milyon Euro, yani güncel kurlarla 70 milyar lira ilave kamu kaynağı aktarıldığı belirtilirken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Karasu iddiaları TBMM gündemine taşındı.

ANKARA/

Rönesans Holding’in işleteceği Kuzey Marmara Otoyolu’nun Nakkaş-Başakşehir kesiminde, otoyol henüz açılmadan günlük araç geçiş garantisi 90 binden 150 bine çıkarıldı ve sözleşme süresi 3 yıldan fazla uzatıldı.

Şirketin kasasına bir imza ile güncel kurla 70 milyar lira aktarılırken, iddiaya göre Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu bu artırımı Karayolları Genel Müdürü olduğu dönemde de önerdi, ancak o dönem kabul edilmedi.

Konu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu tarafından TBMM gündemine taşındı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarına yapılan operasyonla birlikte yeniden gündeme gelen Kanal İstanbul projesi ile adı anılan Kuzey Marmara Otoyolu’nun Nakkaş-Başakşehir kesimi ile ilgili çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı.  

İmamoğlu operasyonundan 19 gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yolun şantiyesini ziyaret etmiş ve yolu yapan “saray müteahhidi” Rönesans Holding sahibi Erman Ilıcak, Murat Kurum ve Abdulkadir  Uraloğlu ile birlikte poz vermişti.

Şimdi de otoyolun Nakkaş-Başakşehir kesimi otoyol henüz açılmadan, günlük araç geçiş garantisi 90 binden 150 bine çıkarıldığı, sözleşme süresi 3 yıldan fazla uzatıldığı belirtildi.

Kapalı kapılar ardında sözleşmede değişiklik yapılarak şirketin kasasına 1 Milyar 600 Milyon Euro, yani güncel kurlarla 70 milyar lira ilave kamu kaynağı aktarıldı.

MECLİS GÜNDEMİNDE

İddiaların doğru olup olmadığını ve sözleşmede neden değişiklik yapıldığını soran CHP’li Karasu, Bakan Uraloğlu’nun yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi. Uraloğlu’na “Bu projeye, Karayolları Genel Müdürü olduğunuz dönemde de araç geçiş sayısının artmasına ilişkin öneride bulunduğunuz, ancak dönemin bakanı tarafından bu teklifin kabul edilmediği iddiası doğru mudur?” diye soran Karasu, bu otoyol için yıllık bazda Hazineden karşılanması beklenen ödemenin yıllar itibariyle ne olduğunun da açıklanmasını istedi.

KAMU MENFAATİ NASIL SAĞLANACAK?

“Bundan sonra yapılacak benzer YİD ihalelerine firmalar ilerde sözleşmelerin değiştirileceğini bilerek mi girecek? Bu şekilde serbest rekabet sonucu oluşacak kamu menfaati nasıl sağlanacak?” sorusunu da soran Karasu, “İlgili firmayla yapılan sözleşmenin imzalandığı günden, önergenin yanıtlandığı tarihe kadar olan döneme kadar olan süredeki maliyet artışı ne kadardır? Artırılan garantiler de Hazine güvencesine haiz olacak mıdır? Bu şekilde kamunun bir zararı söz konusu mudur?” sorusuna da yanıt verilmesini talep etti.

YİD projelerinde, ihaleleri kazanan firmalar ile yapılan başka sözleşme değişiklikleri olup olmadığının açıklanmasını isteyen Karasu, AKP iktidarı döneminde ‘devletin cebinden tek kuruş çıkmadan yapılacak’ denen Hazine garantili projelere aktarılan yüz milyarlarca lira garanti ödemeleri, devlet bütçesi üzerinde kara delik haline geldiğini vurguladı.

Karasu, “Her yıl katlanarak büyüyen bu kara delik, halka verilmesi gereken tüm kaynakları yutuyor. Özellikle büyük yapım ihalelerinde, rekabete imkan sağlayan açık usul yerine, 21/b pazarlık usulünü tercih ediliyor. Devlete devir tarihleri dolduğu halde YİD projeleri usulsüz sözleşme değişiklikleri ile asla devredilmeyecek hale getirilerek çocuklarımız hatta torunlarımız dahi yandaşlara borçlu hale getirildi. Sözleşme değişiklikleri ile bu firmaların zenginliğine zenginlik katılıyor. Yap-İşlet-Devret modeli, Yap-İşlet-Devretme-Yandaşı Zengin Et modeline dönüştü.” diye konuştu.