CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, AKP’nin ekonomi politikalarını eleştirerek, Türkiye’nin elinde kalan enerji santralleri dahil kritik kuruluşlarının özelleştirme programına alındığını söyledi. İktidarın ülkeyi ekonomide dışa bağımlı hale getirdiğini belirten Karabat, bunun bilinçli bir tercih olduğunu savundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyona ilişkin açıklamaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

“AKP EKONOMİSİ SICAK PARAYA BAĞIMLI”

Şimşek’in 2026 yılına ilişkin enflasyon beklentilerini hatırlatan Karabat, iktidarın tek güvencesinin sıcak para olduğunu söyledi. Yıllara göre enflasyon verilerini yorumlayan Karabat; “tek haneli enflasyon yaşanan dönemlerin, Türkiye’ye yoğun sıcak para girişi olduğu dönemler olduğunu görebilirsiniz” dedi.

Türkiye’de artan gelir adaletsizliğini de eleştiren Karabat; “Mehmet Şimşek günü kurtarmak istiyor ve üretim reformu yapmak yerine yine sıcak para peşinde. Bu paralar doğrudan yatırım yerine borsaya ve faize akacak, Türkiye’nin yapısal sorunlarına çare olmayacaktır.” dedi.

ENFLASYONDA BELİRSİZLİK SÜRÜYOR

AKP iktidarının enflasyon hedeflerini tutturamayarak rakamları sürekli güncellediğini ifade eden Karabat, “Tek haneli enflasyon için önce 2025 dediler, baktılar ki dünyada işler istenildiği gibi gitmiyor, şimdi 2026 dediler.”

AKP’nin ekonomide yarattığı bağımlılık ilişkilerini de eleştiren CHP’li Karabat; “Bugün sıcak para diye kaynak alanlar, yarın aynı yerlerden emir alıyorlar.” diyerek sözlerini noktaladı.

Karabat’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar şöyle:

ENFLASYONDA YİNE SICAK PARA HİKAYESİ DEVREYE ALINIYOR

1-Mehmet Şimşek, 2026 yılında enflasyonun tek haneye ineceğini söylüyor. Şimşek’in burada tek güvencesi ise dış kaynak girişi, yani sıcak para.
Veriler üzerinden anlatalım.

2-Yıllar itibarıyla enflasyon tablosuna baktığımızda, tek haneli enflasyon yaşanan dönemlerin, Türkiye’ye yoğun sıcak para girişi olduğu dönemler olduğunu görebilirsiniz.

3-AKP, 2002 yılından bu yana küresel finans sistemine hizmet eden, dış girdiye ve sıcak paraya bağımlı ekonomi modeli inşa etmiştir. Türkiye’nin rekor kıran ihracatı, aynı şekilde rekor kıran ithalata bağımlıdır.

4-Ara malı ve hammadde üretimi konusunda gereken adımlar atılmamıştır. Bu, bilinçli bir tercihtir. Bazı ülkelere diplomatik taviz olarak “Sizden ithalat yapacağız” denilmiştir.

5-AKP’nin ve Mehmet Şimşek’in sürekli dile getirdiği ihracat ve büyüme hikayesinin dünya ölçeğinde bir karşılığı yoktur. Türkiye en büyük 20 ekonomi sıralamasından düşmüş, gelir adaletsizliği derinleşmiş ve yoksulluk artmıştır.

6-Mehmet Şimşek günü kurtarmak istiyor ve üretim reformu yapmak yerine yine sıcak para peşindedir. Bu paralar doğrudan yatırım yerine borsaya ve faize akacak, Türkiye’nin yapısal sorunlarına çare olmayacaktır.

7-Daha önce de belirttiğimiz gibi, AKP elde kalan son enerji santrallerini satmak dahil özelleştirme programını devreye almak istiyor. İşçi ve emeklilerin maaşlarının tırpanlanması ile zaten gayrı resmi IMF programını da uyguluyor.

8-Verilen diplomatik tavizler ve mevcut ekonomi politikaları ile küresel fonların Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Tabii bu süreçti ABD ve AB’nin faiz indirimine gitmesi gerekiyor.

9-Küresel enflasyon ve faiz hedeflerinin belirsiz olması nedeniyle AKP’nin planları da aksıyor. Bu nedenle tek haneli enflasyon için önce 2025 dediler, baktılar ki dünyada işler istenildiği gibi gitmiyor, şimdi 2026 dediler.

10-Görüyorsunuz AKP yine aynı hikaye ile sahnede.
Buna geçit vermememiz gerekiyor.
Bugün sıcak para diye kaynak alanlar, yarın aynı yerlerden emir alıyorlar.